Gayrimenkul sektörünün en özel projelerinden Mesa Bodrum Demirbükü nasıl bir konsepte sahip?

Mesa Bodrum Demirbükü, Bodrum’un en bakir çevrelerinden birinde, yarımadanın kuzeyinde Gök Burun mevkiinde yer alıyor. Keyifli bir orman yolu üzerine kurulu olan projeye başladığımızda, arazinin eğimine rağmen yapıları daha kullanışlı hale getirmenin yollarını araştırmaya başladık. Araziye uyum sağlayan, minimum müdahalelerle hayata geçireceğimiz bir alan planladık. Bu yaklaşımımız, Mesa Bodrum Demirbükü’nün ana fikrini ve yaklaşımını ortaya koymuş oldu. Mesa Bodrum Demirbükü, farklı tipolojilerde, farklı kütle organizasyonlarıyla oluşturulan değişik ihtiyaçlara cevap verebilen bir ergonomiye sahip. Erginoğlu-Çalışlar Mimarlık olarak, Mesa Bodrum Demirbükü’nün kimliğini oluşturan ve şu an satış ofisi olarak kullanılan binayı tasarlarken de doğayla uyumlu mimari çözümler üzerinde çalıştık. Bu bina; vadinin denizle buluşma noktasında bir dere yatağının ucunda konumlanıyor. Binayı tamamen yerden kopartarak, doğal su yollarının denizle buluşmasını engellemeyecek şekilde, hafif strüktüre sahip bir yapıda, çelik ve ahşap kullanarak tasarladık. Yani projedeki tasarım kriterlerinin hepsi, Demirbükü’nün sahip olduğu doğal varlıkları avantaja çevirme ve alanın güzelliklerini ön planda tutma üzerine kurgulandı. Etrafındaki ormanlarla bütünlük sağlayan proje, Güllük Koyu’ndan karşıdaki adacıklara uzanan farklı manzaralara sahip evler, rezidanslar ve sosyal tesis gibi mekânlardan oluşuyor. Plan ve yaşam kurgusu tabanlı mimari üretmek Mesa’nın da temel dürtüsü. Geçmişten gelen vizyonumuz sayesinde güzel fikirler ürettik.

“Non-invazif” mimari felsefe nedir?

Mimaride görünmez, duyulmaz, hissedilmez olarak tanımlayabileceğimiz “non-invazif” felsefesini satış ofisi için kullandık. Buraya nasıl bir bina yaparsak yapalım ağır bir kütle olacaktı. Bu yüzden binaların önüne hafif bir kafes etkisi yaratan ikinci bir konstrüksiyon yapmaya karar verdik. Bu konstrüksiyon sistemini hem ön planda tutarak hem de mekân-ihtiyaç beklentilerini karşılayarak sakin bir kütle olarak tasarladık. Bu kütleyi de gözükmesin diye ‘light cage’ dediğimiz sistemin arkasına yerleştirdik. Binayı yapıp önüne ahşaptan, çelikten bir balkon sistemi kurguladığınızda ve birtakım güneş kırıcı panellerle balkonu belli alanlarda mahremleştirdiğinizde, hafif mimari; arkadaki ağır mimariyi saklayan bir perde haline geliyor bu da“non-invazif” dediğimiz etkiyi yaratıyor. Mesa Bodrum Demirbükü bu felsefesiyle, Bodrum’daki diğer projelerden ayrılıyor.

Bu projeye özel, “doğaya karışan mimari” yaklaşımıyla özel bir yazılım geliştirildi. Bu yazılım projeye neler sunuyor?

Parametrik tasarım dediğimiz yöntemden faydalanarak bir algoritma sistemi kullandık. Bu sistem sayesinde; verileri girip, bütün ağaçları tek tek koordinatlarıyla sisteme alıp, tasarlamak istediğimiz bütün villa ebatlarını sisteme girdik. Bu verilerin kendi aralarındaki mesafelerinin minimum ya da maksimum ne kadar olmaları gerektiğine dair koşulları hesapladık. Yapay zekânın bizlere sağladığı bu bilgiler sayesinde, hiç ağaç kesmeden ve mekânların birbirlerine olan mesafelerini koruyarak bir kurgu oluşturabildik. Yazılım sayesinde zeytin ve çam ağaçlarının konumunu belirlediğimiz için doğal bitki örtüsüne de zarar vermemiş olduk.

Röportaj SEVAL AKBULAK

Curated No.14'ü satın almak için tıklayın.