Turizm sektöründe yer almaya nasıl karar verdiniz?

Aslında hizmet sektörüne neredeyse yanlışlıkla girdik diyebilirim. 90’ların sonlarında Mexico City’de yeni yaşam deneyimleri sunmayı amaçlayan girişimcilerdik. Şehir içinde açılacak yaratıcı ve radikal bir otelin, harika bir fikir olduğuna karar verdik. Oteli inşa ettik etmesine fakat onu işletecek birini bulamadık. Dolayısıyla tamamen ihtiyaçtan, işi de biz üstlendik ve sektöre girmiş olduk. Bu girişimden sonuç aldığımızı görünce de büyümeyi sürdürdük.

Bir projeye başlarken ilk olarak neleri göz önüne alıyorsunuz?

Projemizi ilk olarak bulundukları konum tanımlar, çünkü bizim için yerel kalmak çok önemli bir konu.

Yerel toplulukların Grupo Habita’nın projelerinde rolü çok büyük. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Yerel topluluklar bizim en büyük destekçilerimiz. Eğer onlar ortaya çıkan ürünü severse, onların çevreleri de sevecektir. Çünkü her otelimizin aynı zamanda bir yerel merkez görevini üstlenmesini de istiyoruz; yerel halkı havuzlarımıza, barlarımıza, kültürel odalarımıza ve wellness alanlarımıza davet ediyoruz. Birer üye olarak değil, birer arkadaşımız olarak.

Bu yolculuğa uzun zaman önce başladınız ve bu süreçte hemen hemen her şey, seyahat alışkanlıklarımız dahi değişti. Hızlı hareket ediyoruz, sadece bir konaklamadan fazlasının peşindeyiz. Grupo Habita bu duruma nasıl uyum sağlıyor?

Günümüzde gezginler, seyahat halindeyken güvenilir şekilde nefes almak istiyor. Biz dürüst bir otel grubuyuz. Yıllardır, trend olan yaratıcı hizmetler ortaya çıkarıyoruz (artık imzamız haline gelmiş çatılarımız gibi). Birçok kez taklit edildik ve açıkçası bundan memnunuz. Biz her zaman ileriye baktık; lider olmayı seçtik, takipçi değil. Gezginler de bu dürüstlüğümüzü benimsiyor.

Röportaj DERYA GÜRSEL 

Curated No.1'i satın almak için tıklayın.